Menapozda güzel görünmenin sırları

Menapozda güzel görünmenin sırları

NeHiR     10-11-14     kadinca     Menapozda güzel görünmenin sırları     565 Defa Okundu

menapozda-guzel-gorunmenin-sirlari-4936021

Menapoz tüm vücudu etkilediği gibi deriyi de etkilemektedir. Bu dönemdeki hormonal değişiklikler derinin yapısını değiştirir. Östrojen düzeyindeki azalma deri yaşlanmasını hızlandırır.

Menapoz tüm vücudu etkilediği gibi deriyi de etkilemektedir. Bu dönemdeki hormonal değişiklikler derinin yapısını değiştirir. Östrojen düzeyindeki azalma deri yaşlanmasını hızlandırır.

Menapoz öncesinde yağ bezlerinin çalışmasını düzenleyen östrojen azalıp, testosteron artınca yağ bezleri daha yoğun yağ üretmeye başlar, deri yağlı bir görünüm kazanır hatta erişkin sivilcelenmesi ortaya çıkar. Yine testosterona bağlı yüzde, meme başlarında, karında kıllanma artışı dikkati çeker. Östrojen deri altında yağ dokusunu destekler, azaldığında ise yağ dağılımı değişir. Karında, kalçada yağ artarken deri altında, boyunda, kollarda azalır ve belirgin sarkma ortaya çıkar. Memelerde de benzer durum söz konusu olacaktır. Menapozda daha az kollajen ve elastik doku yapılır ve derini kendini yenileme özelliği azalır. Güneş hasarına karşı daha savunmasız hale gelir. Deri inceleceği için deri altındaki ince ve damarlar belirgin hale gelir. Deri altındaki damarlarda kan akımı azalacağından derinin beslenmesi de bozulur, daha soluk ve cansız görünebilir. Güneş ışınlarının tüm hasarları menapoz döneminde kendini gösterir Yaşam boyunca karşılaştığımız güneş ışınlarının hasarı menapoz sonrasını deride kendini göstermeye başlayacaktır. Özellikle yüzde, göğüste ve el sırtlarında kahverengi güneş lekeleri hatta üzeri pütürlü lekeler oluşmaya başlar. Bu lekelerin bazıları deri kanserine dönüşebileceğinde iyi izlenmeli, gerekirse dondurma gibi yöntemlerle tedavi edilmelidir. Menapozda en önemli sorunlardan biri deri kuruluğudur. Kuruluk sadece deri ile sınırlı kalmaz, saçı, tırnağı, genital bölgeyi de etkiler.
Peki nasıl başa çıkacağız?

1.    Omega-3 içeren besinler tüketin: Derinin yağ tabakasını korumada yardımcı olacağından ve nemi arttıracağından somon, diğer balıklar, soya, ceviz, yumurta gibi omega-3 içeriği zengin gıdalarla beslenmek. Bu besinleri az tüketenlerde deri kuru, kaşıntılı olacaktır.

2.    Günde en az 8 bardak su için! Sıvıyı kolalı ve şekerli içeceklerinden değil su ve meyve çaylarından almak.

3.    Koruma faktörü 15’den yüksek güneş koruyucuları tercih edin: Düzenli kullanarak, kahverengi lekeleri ve deri kanserini engelleyebilirsiniz.

4.    Küvet değil duşu tercih edin: Sıcak sudan uzak durup, ılık suyla ve fazla sürtmeden, hırpalamadan yıkanmak. Hemen sonrasında gliserin, hiyaluronik asit, seramid, skualen içeren nemlendiriciler kullanın.

5.    Kollajen yapımını arttıran kremler kullanın: Bu sayede derinin ışıltısını, elastikiyetini koruyabilirsiniz. Vitamin A asidi içeren kremler, c vitamini içeren serumlar, kök hücre ve büyüme faktörü içeren bakım kremlerinden her gün sürerek yararlanın.

6.    Mezoterapi-peeling: Yıllık kürler halinde derideki yaşlana etkilerine göre dermatoloğunuzun seçeceği peeling, mezoterapi, dolgu ve laser uygulamalarından yararlanmak.

7.    Cildin nemi önemlidir: Hiyaluronik asit içeren dolgular ile derinin nemini koruyun.

8.    PRP , Fibroblast kültürü uygulamaları ile lekeleri, yaşlanma etkilerini düzeltmek.

9.     cilt bakımını peelingler ile zenginleştirin: Evde de doktor önerisine göre seçilecek hafif meyve asidi peelingleri ile cilt bakımı yapmak.

10.    Östrojenli kremler ile deriye destek olun:  Bitkisel östrojenler içinde en sık soya isoflavonoidleri ve resveratrol kozmetik kremlerde yer alırlar.

11.     Antioksidanlardan vazgeçmeyin: Antioksidan kullanmak. A, C, E vitamini, ginko biloba içeren antioksidanları tercih etmek.

12.    Saç ve tırnak bakımıyla güzelliğinizin bütününe önem verin: Çuhaçiçeği yağı ile deri, saç ve tırnaklara destek olun. Ama herşeyden önce menapoza girmeden çok önceki yıllarda, 30 yaşlarından itibaren deriyi çok iyi korumak, doğru ürün seçerek, güneşten korunarak yaşlanma etkilerini geciktirmek hedef olmalıdır.

Etiketler

Sende Paylaş:  Facebook    Tweet    Pinterest    Google+    Whatsapp  

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?


Bizi Takip Etmeyi Unutmayın!