Günlük şeker tüketiminin kadınlarda 1 yemek kaşığı, erkeklerde 2-3 yemek kaşığını aşması ciddi hastalıklara davetiye çıkarıyor. Oysa değişik isimler altında en masum görünen ürünlerin içinde bile kaşık kaşık şeker var. Örneğin 5 adet tatlı bisküvide 3 yemek kaşığı şeker bulunurken, 100 gr. patates cipsinde 4, bir adet çikolatalı gofrette 3, bir adet simitte 4,5 yemek kaşığı şeker var! Üstelik yapılan araştırmalar diyabetten kansere birçok hastalığa zemin hazırlayan şekerin, dünyadaki en çok bağımlılık yaratan besin olduğunu da ortaya koyuyor. Acıbadem Fulya Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Hande Seven, soframızdaki şekerin zehirli yüzünü anlattı; önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Obeziteden kansere!
Aslında vücudun bir enerji kaynağı olan şeker, doğru yollardan alınmayıp ölçüsüz kullanıldığında vücudumuz için tam bir zehir. Araştırmalara göre fazla şeker tüketimi; yüksek tansiyondan diyabete kalp hastalıklarından kansere dek birçok hastalığa zemin hazırlıyor. Son araştırmalar, obezitenin en önemli nedenlerinden birinin şeker olduğunu, üstelik şekerin mutluluk vermekle kalmayıp bağımlılık da yarattığını ortaya koyuyor. Kişi şekerli yiyecekleri yediğinde sürekli yeme isteği duyuyor. Acıbadem Fulya Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Hande Seven, şeker tüketiminin kanser riskini artırdığını belirterek “Moleküler düzeyde yapılan bilimsel araştırmalar, kanserli hücrelerin sağlıklı hücrelere göre şekeri 50 kat daha fazla kullandığı ve bu nedenle kanser hücrelerinin vücutta daha hızlı çoğalmasına neden olduğu üzerinde durmaktadır. Bununla birlikte aşırı şeker tüketimi sonucunda obezitenin artması, kan şekeri düzeylerinin değişmesi ve diyabet hastalığının artması da ilave olarak bu hastalığı olan bireylerin kanser riskini artırmaktadır” diyor. Bu nedenle beslenmeden sofra şekeri, bal, kurabiyeler, şekerlemeler, hazır salata sosları, yüksek fruktoz veya Mısır şurubu içeren hazır yiyecekler gibi basit şekeri çıkarmak gerektiğini vurgulayan Diyetisyen Seven, “İlle de şekerden vazgeçemiyorum, bal, reçel gibi yiyecekleri hayatımdan çıkaramıyorum diyorsanız günlük enerji gereksinmenizin yüzde 10’undan fazlasını bu kaynaklardan tüketmemeye dikkat etmelisiniz. Enerji gereksinmesi kişiye, cinsiyete, aktiviteye, hastalık durumuna göre değişse de kadınların 1 yemek kaşığı, erkeklerin 2-3 yemek kaşığından fazla şekerli besinleri tüketmemelerini önerebiliriz” diyor.
Meyve suyundan ketçaba, ekmekten yoğurda
Günlük beslenmemizde şekerden tamamen kaçınmak neredeyse imkansız. Makarna ve salata soslarından yoğurda, ketçaptan unlu mamullere meyve sularına hatta bebek mamalarına! Soframıza getirdiğimiz, iştahla yediğimiz birçok hazır gıdaya, kendi içerdikleri şekerin yanı sıra ayrıca şeker ilave ediliyor. Beslenmemizde karbonhidrat kaynağı olan her yiyeceğin vücut için “şeker” kaynağı olduğunu, besinlerin yapısında bulunan karbonhidratın basit ve kompleks bir yapıda bulunduğunu belirten Seven “Örneğin, bal, reçel, sofra şekeri, pekmez, meyve şekeri gibi karbonhidratlar basit yapıdayken; ekmek, makarna, pirinç, bulgur, kurubaklagiller, simit gibi unlu mamuller kompleks karbonhidratı oluşturmaktadır. Vücudumuz, kompleks yapıdaki karbonhidratı sindirirken daha fazla emek harcar. Oysa ki basit şekerler, tüketilmesiyle birlikte kana karışmaya başlar. Sağlıklı beslenme içerisinde günlük enerji ihtiyacının en az yarısının karbonhidrat kaynaklarından sağlanması önemli olmakla birlikte, esas mesele sağlıklı “şeker” kaynaklarını tüketmektir” diyor.
Esmer diye rengine aldanmayın!
Peki ya esmer şeker? Esmer şeker, beyaz şeker kristallerinin şeker kamışı melasıyla çeşitli oranlarda karıştırılmasıyla elde ediliyor. Tıpkı beyaz şekere benzer enerji ve karbonhidrat içeriyor. Bu nedenle esmer şekerin rengine aldanıp sağlıklı olduğunu düşünmenin yanlış olduğunu belirten Seven, ‘diyet’ adı altındaki yiyecek ve içeceklerle, diyet tatlılar ve tatlandırıcıların da kilo aldırdığının yapılan çalışmalarla ortaya konulduğuna işaret ediyor. Hal böyle olunca her şeyin doğal olanını tüketmek gerekiyor. Meyveler, fruktoz yani meyve şekerinden zengin besinler. Meyvelerin içeriğinin basit şeker olduğunu unutmamak gerektiğini ve aşırı tüketiminden kaçınmanın şart olduğunu söyleyen Seven “Meyvelerin aşırı tüketiminden kaçınmak obezite, kalp hastalıkları, diyabet ve kanser risklerinin azaltılması açısından önemli olmakla birlikte, vitamin ve mineral deposu meyvelerin günlük en az 2-4 porsiyon tüketilmesiyle de aynı hastalıkların önüne geçilebileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle meyveler suyu sıkılarak değil, posasıyla tüketilmelidir” diyor.
Değişik isimlerle tüketiyoruz
Şeker, satın aldığımız bir besinin etiketinde pek çok farklı isimle karşımıza çıkıyor! Bu nedenle dikkat etmek ve ürün etiketlerini iyi okumak gerekiyor. İşte o isimlerden bazıları: Kahverengi şeker, invert şeker, mısır şurubu, laktoz, desktroz, malt şurubu, fruktoz, maltoz, meyve suyu konsantresi, glukoz, sofra şekeri, fruktozlu mısır şurubu, sukroz, bal, şekerkamışı. Üstelik bu şekerleri yakabilmek çok da kolay değil. Örneğin 1 kase sütlaç 6 yemek kaşığı şekere denk gelirken, bunu yakabilmek için en az 40 dakika tempolu yürüyüş gerekiyor.
Tehlikenin tablosu! Hangi besinde ne kadar şeker var?
1 porsiyon meyve
1,5 yemek kaşığı şeker 4 yemek kaşığı etli nohut yemeği
1,5 yemek kaşığı şeker 2 küp sofra şekeri
1 tatlı kaşığı şeker 1 kase sütlaç
6 yemek kaşığı şeker 1 adet simit
4,5 yemek kaşığı şeker 330 ml gazlı içecek
3 yemek kaşığı 1 kase meyveli yoğurt
2 yemek kaşığı şeker 1 adet çikolatalı gofret
3 yemek kaşığı şeker 2 dilim baklava
4 yemek kaşığı şeker 1 kase krem karamel
5 yemek kaşığı şeker Kahvelere ilave edilen 2 porsiyon şurup
1 yemek kaşığı şeker 1 orta boy karamelli kahve
2,5 yemek kaşığı şeker 200 ml çikolatalı süt
2,5 yemek kaşığı şeker Patates cipsi (100 g)
4 yemek kaşığı şeker 5 adet tatlı bisküvi
3 yemek kaşığı şeker 1 orta dilim kek
3 yemek kaşığı şeker
Etiketler diyabet diyet Mısır şeker şeker hastalığıSende Paylaş: Facebook Tweet Pinterest Google+ Whatsapp